
Yapay Zekâ Çağında Yazarlığın Değil Okuyuculuğun Yükselişi
Artık metinleri insan yerine büyük dil modelleri (LLM’ler) yazabiliyor. Bu da yazarlık kavramını temelden sarsıyor. David J. Gunkel’e göre mesele, yazarların yerini makinelerin alması değil, anlamın nerede oluştuğunun değişmesi. Eskiden bir metnin değeri, onu kimin yazdığına ve yazarın otoritesine bağlıydı. Bugün ise okuduğumuz metnin ne anlattığı, kimin yazdığından daha çok önem kazanıyor çünkü anlam, yazarın kimliğinde değil, okuyucunun metinle kurduğu ilişkiyle ortaya çıkıyor.
“Yazarın ölümü, eleştirel okuyucunun doğuşudur.” Yani arkasında belirgin bir insan sesi olmayan bir metin, okuyucuyu merkeze alır. Yazarı tanımaya çalışmak yerine, okuyucu kendi birikimiyle anlamı inşa eder. LLM’ler bu anlamda yazarlığı yok etmez, aksine metnin gerçek gücünün okuyucuda olduğunu görünür kılar.
Yapay zekâ sistemleri sayesinde anlıyoruz ki, yazar dediğimiz figür her zaman kültürel bir kurgu olmuş. Metinleri değerli kılan; onları kimin yazdığı değil, bizim nasıl okuduğumuzdur. Anlam, yukarıdan inen bir otoriteyle değil; metinle kurduğumuz ilişkiyle ortaya çıkar.
Ülke: Küresel Anahtar Kelimeler: Yapay zekâ, yazarlık, büyük dil modelleri, yaratıcılık