
Yapay Zekâ Karşısında Tutumumuzu Hangi Faktörler Etkiliyor?
Yapay zekâya karşı tutumumuz net çizgilerle ayrılmıyor. Ne tamamen güveniyoruz ne de doğrudan reddediyoruz. İnsanlar bir yapay zekâ sistemini değerlendirirken iki şeye bakıyor: Bu sistem insanlardan daha iyi mi? Ve alınacak karar özel bir ilgi ya da empati gerektiriyor mu? Eğer yapay zekâ daha yetkin görünüyorsa ve karar kişisel hassasiyet gerektirmiyorsa, çoğu zaman kabul görüyor. Ama konu terapi, iş görüşmesi ya da sağlık gibi insanla birebir ilişki gerektiren alanlara geldiğinde, insanlar yapay zekâya karşı daha mesafeli davranıyor.
Mesele sadece doğru çalışıp çalışmadığı da değil. İnsanlar, yapay zekânın kendilerini anlayıp anlamadığına da dikkat ediyor. Örneğin büyük veriyi analiz etmek ya da dolandırıcılığı tespit etmek gibi teknik konularda yapay zekâya daha çok güveniliyor. Ama konu birinin özel durumunu anlamaya geldiğinde, insanlar hâlâ insan kararına daha çok güveniyor. Çünkü yapay zekânın duygusal incelikleri fark edemeyeceği düşünülüyor.
İçinde bulunduğumuz koşullar da algıyı etkiliyor. İşsizliğin düşük olduğu ülkelerde, insanlar yapay zekâya daha olumlu bakıyor çünkü işlerini kaybetme korkuları daha az. Bir de fiziksel olarak var olan robotlar, soyut algoritmalara göre daha kolay benimseniyor. Genel olarak insanlar yapay zekâyla ilişkisini ne tamamen teslimiyetle ne de kesin bir reddedişle kuruyor. Genellikle duruma göre değerlendiren, ihtiyaca göre temkinli yaklaşan bir tutum içindeler.
Ülke: Küresel Anahtar Kelimeler: Yapay zekâ, tutum, büyük dil modelleri, yargı