
Ebeveynlerin Çocukların İnternet Kullanımına İlişkin Kısıtlayıcı Yol Göstericiliği: Neye ve Kime Göre Etkili?
Dijital araçların çocuklar için çevrim içi fırsatları ve riskleri bir arada sunması, ebeveynlerin dijital araçlar üzerindeki kontrolünü daha önemli kılmaktadır. Çalışmada, ebeveynlerin bu rolü gözetilerek “kısıtlayıcı yol göstericilik” kavramı üzerinde durulmuştur. Kısıtlayıcı yol göstericilik kavramı, çocuğun izleme süresini sınırlamak veya yasaklamak anlamında açıklanmıştır. Bu çalışmada, ebeveyn yol göstericiliği konusu ele alınmış, bu kavram ebeveyn ve çocukların medya hakkındaki iletişim biçimlerini açıklamak amacıyla incelenmiştir. Yol göstericilik türlerinden de kısıtlayıcı yol göstericilik üzerinde durulmuş; kısıtlayıcı yol göstericilik üç etki etrafında incelemeye alınmıştır: çevrim içi geçirilen zaman, olumsuz içerik veya risklere maruz kalma, bağımlılık oluşturan internet kullanımı.
Amaç
Bu çalışmanın amacı, kısıtlayıcı yol göstericiliği etkileyen faktörleri incelemek, kısıtlayıcı yol göstericiliğin çocukların internet kullanımlarını nasıl etkilediğini ortaya çıkarmak, kısıtlayıcı yol göstericiliği kimler üzerinde daha etkili olduğunu anlamak şeklinde ifade edilmektedir. Bununla birlikte kısıtlayıcı yol göstericiliğin, çevrim içi geçirilen zamanı azaltmada, çevrim içi riskleri düşürmede, bağımlılık eğilimlerini önlemede de etkileri incelenmiştir. Bu üç etki üzerinden kısıtlayıcı yol göstericiliğin internet kullanımı üzerindeki etkisinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, çalışmada hipotezlerle test edilen araştırma sorusu şu şekildedir: “Kısıtlayıcı yol göstericiliğin etkileri çocuğun yaşı, cinsiyeti ve öz kontrol düzeyi tarafından düzenleniyor mu?”
Yöntem
Metodoloji: Bu çalışmada, ebeveynlerin çocuklarının internet kullanımına yönelik kısıtlayıcı yol göstericilik düzeyleri, demografik faktörler ve psikososyal değişkenlerle birlikte incelenmiştir. Kısıtlayıcı yol göstericilik, ebeveynlerin çocuklarının çevrim içi etkinliklerini ne ölçüde kısıtladıklarını değerlendirmek amacıyla 9 maddelik 5’li likert ölçeği kullanılarak ölçülmüştür. Bu maddeler; zaman sınırlamaları getirme, belirli içeriklere erişimi engelleme, kişisel bilgilerin paylaşımını önleme, üyelik oluşturmayı sınırlandırma, çevrim içi alışverişi ve oyunları yasaklama gibi uygulamaları kapsamaktadır. Ayrıca, çevrim içi sohbetin engellenmesi, bilgisayar oturum açma sistemlerinin kullanımı ve filtreleme yazılımlarının yüklenmesi gibi teknikler de değerlendirilmiştir. Bunun yanı sıra, düşük öz-kontrol düzeyi, Grasmick ve arkadaşlarının (1993) geliştirdiği ölçek temel alınarak hem ebeveynler hem de çocuklar tarafından ayrı ayrı ölçülmüştür. Ebeveynlerin internetin olumsuz etkilerine dair algıları ve internet becerileri, sırasıyla 5 ve 10 maddelik ölçeklerle belirlenmiştir. Çocukların internette geçirdiği süre hafta içi ve hafta sonu olmak üzere dakika cinsinden ölçülürken, çevrim içi risklere maruz kalma durumu son bir ay içindeki deneyimlerine göre ikili (var/yok) formatta değerlendirilmiştir. İnternet bağımlılığı ise Young’un (1999) geliştirdiği 8 maddelik ölçekle ölçülmüştür.
Veri Toplama: Araştırmada, 10-15 yaş arasındaki çocuklar konum, cinsiyet ve sınıf düzeyine göre kota örnekleme yöntemiyle seçilmiş, ebeveynleri de ankete katılmışlardır. Ebeveynlerin soruları; kısıtlayıcı yol göstericilik teknikleri, internetin olumsuz etkisine ilişkin algı, çocuğun öz kontrolüne ilişkin algı, internet becerileri konularından oluşmuştur. Çocuklara yönelik anket soruları ise; çevrim içi zaman, riskli davranışlar, bağımlılık derecesinde kullanım, öz kontrol ve demografik değişkenlerden oluşmuştur. Anketler, yalnızca eğitimli bir görüşmeci eşliğinde, ebeveynlere ve çocuklara birbirinden bağımsız şekilde uygulanmıştır. Toplamda 600 ebeveyn-çocuk çifti ankete katılmış olup, katılımcı ebeveynlerin büyük çoğunluğunu (566 kişi) anneler oluşturmuştur. Ebeveyn cinsiyetinin aracılık stratejileri üzerindeki etkisini, cinsiyet değişkenininin sonuçları etkilemesini önlemek amacıyla, analizlerde yalnızca anne ve çocuklarına ait veriler kullanılmıştır.
Veri Analizi: Çalışmada, ebeveynlerin kısıtlayıcı yol göstericilik düzeyini etkileyen faktörler ve bu yol göstericiliğin çocukların internet kullanımına etkisi regresyon analizleri ile incelenmiştir. Çocuğun yaş, cinsiyet ve öz kontrol düzeyinin bu etkiler üzerinde düzenleyici bir etkisi olup olmadığı da araştırılmıştır. Bu çalışmada, kısıtlayıcı yol göstericiliğin eşitli faktörlerle ilişkisini incelemek amacıyla bir dizi hipotez test edilmiştir; hipotezler şu şekildedir:
H1: Çocuğun yaşı, kısıtlayıcı yol göstericilik düzeyiyle negatif ilişkili olacaktır.
H2: Ebeveynlerin çocukları üzerindeki internetin olumsuz etkisine ilişkin algıları, kısıtlayıcı yol göstericilik düzeyiyle olumlu yönde ilişkili olacaktır.
H3: Ebeveynlerin çocuklarının düşük öz kontrol algısı, kısıtlayıcı yol göstericilik düzeyiyle pozitif ilişkili olacaktır.
H4: Ebeveynlerin internet becerileri kısıtlayıcı yol göstericilik düzeyiyle pozitif ilişkili olacaktır.
H5: Kısıtlayıcı yol göstericilik, çocukların çevrim içi geçirdikleri zaman miktarıyla olumsuz ilişkili olacaktır.
H6: Kısıtlayıcı yol göstericilik, çocukların çevrim içi risklere maruz kalmasıyla olumsuz ilişkili olacaktır.
H7: Kısıtlayıcı yol göstericilik, çocukların bağımlılık yapıcı internet kullanımına olumsuz yönde etki edecektir.
Temel Bulgular
Bu çalışmanın bulguları, ebeveynlerin internetin olumsuz etkilerine ve çocuklarının düşük öz kontrolüne dair algılarının yanı sıra çocuğun yaşının, kısıtlayıcı yol göstericiliğin önemli belirleyicileri olduğunu göstermektedir. Ayrıca, kısıtlayıcı yol göstericiliğin çevrim içi geçirilen zamanı ve risklere maruziyeti azaltmada etkili olduğu, bu etkinin, özellikle düşük öz düzenlemeye sahip çocuklarda daha belirgin olduğu tespit edilmiştir.
- Çocuğun yaşı ile kısıtlayıcı yol göstericilik düzeyi arasında negatif bir ilişki gözlemlenmiştir.
Çalışma bulguları, çocuğun yaşının artmasıyla ebeveynlerin kısıtlayıcı yol göstericilik düzeyinin azaldığını göstermektedir. Daha küçük yaştaki çocuklar için ebeveynler, internet kullanımını sınırlandırmaya yönelik çeşitli stratejileri daha sık kullanmaktadır. Ancak, çocuğun cinsiyeti ile ebeveynlerin kısıtlayıcı yol göstericilik düzeyi arasında anlamlı bir ilişki tespit edilmemiştir.
- Ebeveynlerin internetin olumsuz etkisine ilişkin algıları ile kısıtlayıcı yol göstericiliğin arasında pozitif bir ilişki gözlemlenmiştir.
Ebeveynlerin internetin çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerine dair algıları arttıkça, çocuklarının çevrim içi aktivitelerini kontrol etme eğilimleri de artmaktadır. Bu durum, ebeveynlerin çocuklarını olası risklerden koruma amacıyla çeşitli kısıtlayıcı stratejileri daha sık uyguladıklarını göstermektedir. Dolayısıyla, ebeveynlerin internetin zararlarına dair endişeleri, onların çocuklarının dijital ortamda geçirdiği zamanı ve erişebileceği içerikleri sınırlama yönündeki tutumlarını şekillendirmektedir.
- Ebeveynlerin çocuklarının düşük öz kontrolüne ilişkin algıları ile kısıtlayıcı yol göstericiliği arasında pozitif bir ilişki gözlemlenmiştir.
Ebeveynlerin, çocuklarının düşük öz kontrolüne sahip olduğunu düşündüklerinde kısıtlayıcı yol göstericiliği daha sık kullandıkları gözlemlenmiştir. Diğer bir deyişle, ebeveynler çocuklarının öz denetim becerilerini ne kadar düşük değerlendirirse, internet kullanımını sınırlandırmaya yönelik stratejileri o kadar yoğun şekilde uygulamaktadırlar.
- Ebeveyn internet becerileri ile kısıtlayıcı yol göstericilik sıklığı arasında pozitif bir ilişki gözlemlenmiştir.
Ebeveynlerin internet becerileri arttıkça, çocuklarının çevrim içi faaliyetlerini kısıtlama eğilimlerinin de arttığı görülmüştür. Dijital dünyaya daha aşina olan ebeveynler, çocuklarının internet kullanımını daha sık denetleyip düzenleyerek kısıtlayıcı stratejileri daha fazla uygulamaktadırlar. Ayrıca, ebeveyn yol göstericiliği, çocukların hem hafta içi hem de hafta sonu çevrim içi geçirdiği süreyle negatif ilişki göstermiştir. Yani, kısıtlayıcı yol göstericiliği uygulanması, çocukların internette geçirdiği zamanın azalmasıyla bağlantılı değerlendirilmiştir.
- Kısıtlayıcı yol göstericilik ile çocukların çevrim içi risklere maruz kalması arasında negatif bir ilişki olduğu görülmüştür.
Ebeveynler kısıtlayıcı stratejileri ne kadar sık uygularsa, çocukların çevrim içi riskler ile karşılaşma olasılıkları o kadar azalmaktadır. Bu bulgu, ebeveyn müdahalelerinin, çevrim içi ortamda çocukları koruma konusunda etkili olabileceğini göstermektedir. Ancak, kısıtlamaların çocukların internet bağımlılığı eğilimlerini azaltmada belirgin bir etkisinin olmadığı tespit edilmiştir.
- Ebeveynlerin kısıtlayıcı yol göstericiliği ile çocukların hafta içi çevrim içi geçirilen zaman ve çevrim içi risklere maruz kalmaları arasındaki ilişkinin, çocukların öz kontrol düzeyine bağlı olarak değiştiği görülmüştür.
Analizler, düşük öz kontrol seviyesine sahip çocuklarda, ebeveynlerin kısıtlayıcı yol göstericiliğinin çevrim içi geçirilen zamanı azaltmada daha etkili olduğunu göstermiştir. Ayrıca, çevrim içi risklere maruz kalma üzerindeki koruyucu etki de yalnızca düşük öz kontrole sahip çocuklar için anlamlı bulunmuştur. Buna karşın, yüksek öz kontrole sahip çocuklarda, ebeveyn müdahalesinden bağımsız olarak çevrim içi risklere maruz kalma düzeyi düşük kalmıştır.
Sonuç
Bu çalışmada; yaş, cinsiyet, öz kontrol gibi faktörlerin kısıtlayıcı yol göstericilik ve çocukların internet kullanımı arasındaki ilişkisi üzerindeki etkisi ele alınmıştır. Ebeveynlik yaklaşımlarının, çocukların öz düzenleme becerilerini destekleyen etkileşimlere yönelmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Ayrıca, ebeveynlerin etkili arabuluculuk stratejileri uygulayabilmesi için yeterli internet becerilerine sahip olmalarının gerekliliği ortaya konmuştur. Genel olarak, bu çalışma, kısıtlayıcı ebeveyn arabuluculuğunun öngörücüleri, düzenleyicileri ve etkileri hakkında kapsamlı bir anlayış geliştirilmesine katkı sağlamaktadır.
Kaynak
Lee, S.-J. (2012). Parental restrictive mediation of children’s internet use: Effective for what and for whom? New Media & Society, 15(4), 466-481. https://doi.org/10.1177/1461444812452412 (Original work published 2013)