Ebeveyn Bakımı Gençlik Dayanıklılığının Etiyolojisini Düzenliyor

Ebeveyn Bakımı Gençlik Dayanıklılığının Etiyolojisini Düzenliyor

Çocuklar ve gençler, hayatlarının farklı dönemlerinde yoksulluk, aile içi sorunlar veya toplumsal şiddet gibi çeşitli olumsuzluklarla karşılaşabilirler. Bu tür zorluklara rağmen bazı gençlerin başarılı bir şekilde uyum sağlayabildiği ve “dayanıklılık” gösterdiği bilinmektedir. Dayanıklılık, sadece zorluklara direnmek değil, aynı zamanda bu zorlukların üstesinden gelerek olumlu gelişim göstermektir. Ebeveynlerin destekleyici ve şefkatli tutumlarının, gençlerin dayanıklılık geliştirmesinde kritik bir rol oynadığına dair güçlü kanıtlar bulunmaktadır. Ancak, bir bireyin dayanıklılık düzeyi sadece çevresel faktörlere değil, aynı zamanda genetik yatkınlıklara da bağlı olabilir. Bu durum, “gen-çevre etkileşimi” kavramını gündeme getirir; yani genetik yatkınlıkların çevresel koşullara (burada ebeveyn şefkati) bağlı olarak farklı şekillerde ortaya çıkmasıdır. Bu çalışma, özellikle dezavantajlı çevrelerde büyüyen çocuklarda, ebeveyn şefkatinin, dayanıklılığın genetik ve çevresel temellerini nasıl şekillendirdiğini anlamayı hedeflemiştir.

Amaç

Bu çalışmanın temel amacı, ebeveyn şefkatinin, dezavantajlı çevresel koşullara maruz kalan gençlerde akademik, sosyal ve psikolojik dayanıklılığın etiyolojisini (kökenini) düzenleyip düzenlemediğini incelemektir. Yani, ebeveyn şefkatinin yüksek veya düşük olmasının, dayanıklılık üzerindeki genetik ve çevresel etkilerin boyutunu veya rolünü nasıl değiştirdiğini araştırmak amaçlanmıştır.

Yöntem

Bu araştırma, dayanıklılığın kökenlerini ve ebeveyn şefkatinin bu kökenleri nasıl etkilediğini anlamak için ikiz çalışma yöntemini kullanmıştır.

Araştırma Modeli: Çalışmada, genotip-çevre etkileşimini (GxE) değerlendirmek için genişletilmiş univariate ikiz modelleri kullanılmıştır. Bu modeller, tek yumurta ikizlerinin genetik olarak %100, çift yumurta ikizlerinin ise ortalama %50 genetik benzerliğe sahip olmasından faydalanır. Bu genetik farklılık karşılaştırılırken, aile içi paylaşılan çevresel faktörler (ikizlerin aynı evde büyümesi gibi onları benzer yapan) ve paylaşılamayan (ikizlerin farklı arkadaşlıklar, farklı öğretmenler veya ebeveynlerinden farklı muamele görmesi gibi onları farklı yapan) çevresel faktörler de hesaba katılır. Genotip-çevre etkileşimi analizi ise ebeveyn şefkati gibi çevresel bir değişkenin seviyesine bağlı olarak genetik ve çevresel etkilerin dayanıklılık üzerindeki katkısının nasıl değiştiğini belirler.

Örneklem: Çalışmaya, orta ila yüksek düzeyde çevresel dezavantaja (aile yoksulluğu, mahalle yoksulluğu, toplumsal şiddet vb.) maruz kalan 426 ikiz çifti (6-11 yaş arası) dâhil edilmiştir. Bu örneklem, dezavantajlı bölgelerden seçilmiş ikizleri içeren özel bir çalışmanın parçasıdır.

Veri Toplama Araçları

Ebeveyn Şefkati: Ebeveyn şefkati ve katılımı, birincil bakıcının (genellikle anne) kendi bildirimleri aracılığıyla anket kullanılarak değerlendirilmiştir. Anket, ebeveynin çocukla iletişimi, yakınlığı ve desteği gibi konuları içermektedir.

Dayanıklılık: Dayanıklılık çok boyutlu bir yapı olarak ele alınmıştır. Akademik dayanıklılık (okul başarısı), sosyal dayanıklılık (sosyal beceriler ve aktivitelere katılım) ve psikolojik dayanıklılık (davranışsal ve duygusal problemlerin olmaması) olmak üzere üç farklı alanda değerlendirme yapılmıştır. Bu değerlendirmeler için hem ebeveyn (anne ve baba) hem de öğretmen bildirimleri kullanılmıştır.

Analiz

Analiz sürecinde her bir dayanıklılık alanı için ayrı ayrı univariate ACE (Genetik, Paylaşılan Çevre, Paylaşılamayan Çevre) modelleri uygulanarak dayanıklılığın genetik ve çevresel bileşenleri tahmin edilmiştir. Son olarak, ebeveyn şefkatinin dayanıklılığın etiyolojisini düzenleyip düzenlemediğini test etmek için genişletilmiş genotip-çevre etkileşimi modelleri kullanılmıştır. Bu analizler, ebeveyn şefkati seviyesine bağlı olarak genetik, paylaşılan çevresel ve paylaşılamayan çevresel etkilerin dayanıklılık üzerindeki katkısının nasıl değiştiğini incelemiştir.

Temel Bulgular

Araştırmanın bulguları, ebeveyn şefkatinin dezavantajlı koşullara maruz kalan gençlerin dayanıklılığı üzerinde önemli bir düzenleyici etkisi olduğunu göstermiştir.

Ebeveyn Şefkatinin Genetik Etkiyi Azaltması: En önemli bulgu, ebeveyn şefkati düzeyi arttıkça, dayanıklılığın (akademik, sosyal ve psikolojik olmak üzere her üç boyutta) genetik etkisinin anlamlı şekilde azalmasıdır. Başka bir ifadeyle, yüksek düzeyde ebeveyn şefkati deneyimleyen çocuklarda, genetik yatkınlığın dayanıklılık üzerindeki belirleyici rolü azalmıştır. Buna karşılık, ebeveyn şefkatinin düşük olduğu ortamlarda, genetik faktörlerin dayanıklılık düzeylerinin belirlenmesinde daha büyük bir rol oynadığı görülmüştür. Bu sonuç, “diyatez-koruma” modeli ile uyumludur; yani koruyucu çevresel faktörlerin (ebeveyn şefkati gibi) varlığında genetik yatkınlıkların önemi azalırken, bu koruyucu faktörlerin yokluğunda genetik etkiler daha belirgin hâle gelir.

Çevresel Etkilerin Nispeten Daha Az Etkilenmesi: Ebeveyn şefkati düzeyi arttıkça genetik etkiler anlamlı şekilde azalmasına rağmen, dayanıklılık üzerindeki çevresel etkilerin (hem paylaşılan hem de paylaşılamayan çevre) boyutunun ebeveyn şefkati seviyesinden büyük ölçüde etkilenmediği bulunmuştur. Bu durum, ebeveyn şefkatinin birincil olarak dayanıklılığın genetik kökenlerini etkilediğini düşündürmektedir.

Dayanıklılık Alanları Arası Farklılıklar: Bulgular, ebeveyn şefkatinin dayanıklılığın her üç boyutundaki genetik etkileri düzenlediğini gösterse de bu etkinin büyüklüğü dayanıklılık alanlarına göre farklılık göstermiştir. Psikolojik dayanıklılık üzerinde genetik etkinin düzenleyici etkisi en belirgin olurken, bunu sosyal ve akademik dayanıklılık takip etmiştir. Bu, dayanıklılığın farklı boyutlarının genetik ve çevresel faktörlerden farklı şekillerde etkilendiği önceki bulgularla da tutarlıdır.

Sonuç

Bu çalışma, ebeveyn şefkatinin, dezavantajlı çevresel koşullara maruz kalan çocukların yılmazlığının etiyolojisinde önemli bir düzenleyici rol oynadığını ortaya koyan ilk genetik çalışmalardan biridir. En dikkat çekici sonuç, yüksek düzeyde ebeveyn şefkatinin, çocukların akademik, sosyal ve psikolojik dayanıklılıkları üzerindeki genetik etkilerin gücünü azaltmasıdır. Bu bulgu, ebeveyn şefkatinin bir çocuğun genetik yatkınlığından bağımsız olarak dayanıklılığı artırabilen, yani genetik “dezavantajlara” karşı bir tür “koruma” sağlayabilen değiştirilebilir bir çevresel faktör olarak işlev görebileceğini düşündürmektedir. Bu sonuçlar, problem davranışları önlemeye ve dayanıklılığı artırmaya yönelik müdahalelerin ebeveynlerin çocuklarına yönelik şefkatli ve destekleyici tutumlarını güçlendirmeye odaklanmasının önemini vurgulamaktadır. Dayanıklılığın farklı boyutlarının genetik ve çevresel kökenlerindeki farklılıklar ve ebeveyn şefkatinin bu kökenleri farklı şekillerde etkilemesi, dayanıklılık kavramını daha iyi anlamak ve destekleyici stratejiler geliştirmek için bu alandaki araştırmaların çok boyutlu yaklaşımları sürdürmesi gerektiğini göstermektedir.

Kaynak: Vazquez, A. Y., Shewark, E. A., Hyde, L. W., Klump, K. L., & Burt, S. A. (2024). Parental Nurturance Moderates the Etiology of Youth Resilience. Behavior Genetics, 54(2), 137-149. https://doi.org/10.1007/s10519-023-10150-1

İki Nokta

Kitap tanıtımı, biyografi, araştırma raporu, değerlendirme ve inceleme yayınları ile bölgesel veya küresel ölçeklerde güncel ya da yapısal sorunlar.