Sosyal Dijital İkilemler: Gençler ve Ebeveynler Arasında Çevrim İçi Güvenliğe İlişkin Yeni Müzakereler

Sosyal Dijital İkilemler: Gençler ve Ebeveynler Arasında Çevrim İçi Güvenliğe İlişkin Yeni Müzakereler

Bu makale, Ocak 2022 ile Temmuz 2023 arasında yürütülen kapsamlı bir araştırma projesine dayanarak, Avustralya’daki 12-17 yaş arası gençlerin sosyal medya, mobil uygulamalar ve çevrim içi oyunlar kullanırken karşılaştıkları çevrim içi güvenlik sorunlarını incelemektedir. Araştırma, gençlerin dijital dünyadaki deneyimlerinin sadece ebeveynleriyle olan ilişkileriyle sınırlı olmadığını; aynı zamanda sosyal medya platformlarının veri toplayan, algoritmalarla çalışan ve içerikleri kişiselleştiren yapılarıyla da şekillendiğini göstermektedir. Bu doğrultuda çalışmada, “sosyal dijital ikilemler” kavramı ele alınmakta ve gençlerin çevrim içi güvenliğine dair kararlarını; cinsiyet, aile yapısı ve kültürel geçmiş gibi farklılıklardan bağımsız şekilde, dijital beceriler, evdeki kurallar ve sosyal ilişkiler ağı içinde nasıl belirledikleri araştırılmaktadır.

Amaç

Bu araştırma, gençlerin sosyal medya, mobil uygulamalar ve çevrim içi oyun platformlarındaki deneyimlerinden yola çıkarak çevrim içi güvenliğe ilişkin karşılaştıkları temel ve yeni ortaya çıkan sorunları analiz etmeyi amaçlamaktadır. Gençlerin dijital ortamlarda maruz kaldıkları riskler ve bu risklerle başa çıkma stratejileri incelenerek, gençlerle ebeveynler arasındaki algı farkları da ortaya konulmuştur. Aynı zamanda mevcut düzenleyici yaklaşımlar değerlendirilecek ve daha etkili, kapsayıcı çevrim içi güvenlik politikalarının geliştirilmesine katkı sunulması hedeflenmiştir.

Yöntem

Metodoloji:Bu araştırma, 12-17 yaş aralığındaki Avustralyalı gençlerin çevrim içi güvenlik deneyimlerini anlamaya yönelik çok aşamalı ve karma yöntemli bir yaklaşımla yürütülmüştür. Çalışmada hem nitel hem de nicel yöntemler bir arada kullanılmış; odak grup görüşmeleri, ortak tasarım atölyeleri ve ulusal düzeyde temsili bir anket uygulaması içeren üçlü veri toplama stratejisi benimsenmiştir. 

Veri Toplama

Araştırmada veri toplama süreci üç aşamadan oluşmuştur:

  • Odak Grup Görüşmeleri:
     Gençler (12-14 ve 15-17 yaş grupları) ve onların ebeveynleri ile yaş gruplarına göre yapılandırılmış yedi ayrı odak grup görüşmesi yapılmıştır. Odak grup görüşmelerinde, gençlerin sosyal medya, uygulamalar ve çevrim içi oyun kullanımları, çevrim içi zarar algıları, evdeki kurallar ve ebeveynlerin çevrim içi güvenliği sağlama yöntemleri üzerine sorular sorulmuştur.
  • Ortak Tasarım Atölyeleri:
    Odak gruplarından sonra, 12-17 yaşındaki gençler ve ebeveynleriyle iki çevrim içi ortak tasarım çalıştayı düzenlenmiştir. Katılımcılar, anket sorularını birlikte tasarlamış ve odak gruplarında ortaya çıkan temaları araştırıcı sorulara dönüştürmek için Takdir Edici Sorgulama Yöntemini (Appreciative Inquiry:  bir topluluğun güçlü yönlerini ve fırsatlarını öne çıkararak birlikte tasarım yapmayı sağlayan bir yöntem) kullanmışlardır. Bu yöntem, katılımcıların projenin farklı aşamalarına aktif katılımını destekleyen iş birlikçi bir çerçeve sağlamıştır.
  • Ulusal Anket:
    12-17 yaş aralığında 628 genç ve aynı yaş grubundaki 600 çocuğun ebeveyniyle çevrim içi anket uygulanmıştır. Anket; sosyodemografik bilgiler, sosyal medya kullanım alışkanlıkları, çevrim içi risk ve zarar algısı, karşılaşılan olumsuz deneyimler, başa çıkma stratejileri, ebeveyn arabuluculuğu, çevrim içi gizlilik anlayışları ve önerilen yeni çevrim içi gizlilik yasalarına ilişkin görüşler gibi çeşitli temaları kapsamıştır.

Veri Analizi

Karma araştırma yönteminin kullanıldığı bu çalışmada nitel ve nicel analizler gerçekleştirilmiştir. Nitel veri analizinde, tüm odak grup görüşmeleri ses kayıtlarından metne dökülmüş ve NVivo yazılımı aracılığıyla tematik analiz yöntemiyle işlenmiştir. Nicel veri analizinde ise anket verileri tanımlayıcı istatistikler ve iki değişkenli analizler kullanılarak değerlendirilmiştir.

 

Temel Bulgular

 

  1. Kültür, dil, cinsiyet ve fiziksel engel gibi faktörler çeşitli genç gruplar arasında çevrim içi davranışlarda anlamlı farklar olduğunu göstermektedir.
  • Kültürel ve dilsel çeşitliliğe sahip gençlerin, sosyal medyayı daha çok sosyalleşmek (%74) ve güncel olayları takip etmek (%42) amacıyla kullandığı görülmüştür. Bu gençler, ayrıca aile içinde dijital mentörlük rolü üstlenmekte; sosyal medya ve mesajlaşma uygulamalarını, özellikle yurt dışındaki aileleriyle bağlantı kurmak için kullandıklarını ifade etmişlerdir.
  • Engelli gençlerin, çeşitli çevrim içi platformlarla daha yoğun etkileşim içinde olduğu ve içerik paylaşma oranlarının daha yüksek (%38) olduğu görülmüştür. Ancak ebeveynleri, özellikle anneler, daha koruyucu bir yaklaşım sergilemekte ve çevrim içi güvenlik konusunda daha fazla müdahale etmektedir.
  • Erkeklerin, özellikle oyun odaklı platformları tercih ettikleri görülmektedir. Oyun temelli sosyal ilişkilerin erkekler arasında daha yaygın olduğunu gözlemlenmektedir. Kızlarda ise daha çok Instagram, Snapchat, TikTok, Facebook vb. mesajlaşma ve görsel paylaşım olanakları sunan sosyal medya platformları ön plana çıkmaktadır.

 

  1. Gençlerin çevrim içi tehlikelerle başa çıkma konusunda direnç geliştirdikleri, ebeveynlerin ise kaygılarının yüksek ancak risk algılarının daha düşük olduğu görülmektedir.

Araştırmanın bulgularına göre, gençlerin çevrim içi ortamlarda daha aktif savunma stratejileri geliştirdiği, ebeveynlerin ise bu stratejilerden çoğunlukla habersiz ve daha endişeli oldukları görülmektedir.

  • Gençlerin %55’i çevrim içi ortamda kendini güvende hissettiğini belirtirken, ebeveynlerin sadece %33 oranında çocuklarının güvende olduğunu düşünmektedir.
  • Gençler, yaşadıkları olumsuz çevrim içi deneyimleri çoğunlukla ebeveynleriyle paylaşmamakta; ayrıca yanlış bilgiyle karşılaştıklarında bunu ayırt etmekte zorlanabilmektedirler.
  • Ebeveynler, çocukların yaşadığı çevrim içi olumsuzlukları sıklıkla hafife almaktadır: Gençlerin %54’ü zamanlarını boşa harcadığını hissederken, ebeveynlerin sadece %26’sı bunu fark ettiğini söylemiştir.

 

  1. Aile içinde dijital medya kullanımı konusunda yoğun müzakereler yapılmakta ve ebeveynlerin yaşadığı zorluklar dikkat çekmektedir.
  • Ebeveynlerin, çocuklarını çevrim içi ortamda güvende tutma sorumluluğu karşısında bunalmış hissettikleri ve bu konuda yetersiz donanıma sahip oldukları ifade edilmiştir.
  • Dijital medya kullanımı, aile içinde sıklıkla anlaşmazlık, gerginlik ve çatışma kaynağı olarak tanımlanmıştır.
  • Uygulanan ev kuralları arasında telefonun tamamen alınması, ekran süresi uygulamalarıyla sınır koyma, dijital deneyimlerin öğretici anlara çevrilmesi yer almıştır.
  • Ebeveynler, evde çevrim içi kullanımı yöneten kurallar olduğunu gençlere kıyasla daha yüksek oranda (%14,9 farkla) belirtmiştir.

 

Sonuç

Sonuç olarak, gençlerin çevrim içi güvenliğine ilişkin karşılaştıkları temel ve yeni sorunlar, yalnızca bireysel beceriler ya da teknolojik araçlarla değil, aynı zamanda aile içi ilişkiler, ebeveyn arabuluculuğu ve toplumsal bağlamlarla şekillenen sosyal dijital ikilemler çerçevesinde değerlendirilmiştir. Gençler çevrim içi ortamda karşılaştıkları risklerle başa çıkmak için çeşitli stratejiler geliştirseler de platformların şeffaf olmayan algoritmik yapıları ve sınırlı hesap verebilirliği gençlerin güvenliğini tehdit eden önemli unsurlar arasında yer almaktadır. Çevrim içi güvenlik sorumluluğunun karmaşık yapısını göz önünde bulunduran, gençlerin deneyimlerine ve aile içi dijital yaşamın zorluklarına dayanan, çok katmanlı ve esnek bir politika yaklaşımına ihtiyaç olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.  

 

Kaynak: Humphry, J., Hutchinson, J., & Boichak, O. (2025). Social digital dilemmas: Young people’s and parents’ negotiation of emerging online safety issues. New Media & Society, 0(0). https://doi.org/10.1177/14614448241310247

İki Nokta

Kitap tanıtımı, biyografi, araştırma raporu, değerlendirme ve inceleme yayınları ile bölgesel veya küresel ölçeklerde güncel ya da yapısal sorunlar.