
Ebeveynlik Davranışlarındaki Farklılıklar ve Çocuklardaki Davranış Problemleri
Çocukluk ve ergenlikte ortaya çıkan kaygı, depresyon gibi içe dönük veya saldırganlık, dürtüsellik gibi dışsallaştırılmış davranış problemleri, bireylerin genel gelişimi ve gelecekteki uyumu için önemli zorluklar oluşturabilir. Ebeveynlerin çocuk yetiştirme biçimlerinin bu problemler üzerinde güçlü bir etkisi olduğu bilinmekle birlikte, çocukların genetik yatkınlıklarının da davranış gelişiminde rol oynaması, ebeveynlik ve çocuk davranışları arasındaki ilişkiyi daha karmaşık hâle getirir. Bu karmaşıklığı gidermek ve ebeveynliğin yalnızca çevresel etkisini anlamak için genetik olarak aynı olan tek yumurta ikizleri üzerinde çalışmak değerli bir yöntem sunar. Tek yumurta ikizleri arasındaki herhangi bir davranış farkı, genetikten değil, ebeveynlerinin onlara farklı davranması veya diğer kişisel deneyimler gibi “paylaşılamayan çevresel” faktörlerden kaynaklanır. Bu çalışma, ebeveynlerin tek yumurta ikizlerine yönelik tutum ve davranışlarındaki farklılıkların, bu paylaşılamayan çevrenin sistematik bir parçası olarak, ikizlerin problem davranışlarındaki farklılıkları ne ölçüde etkilediğini araştırmaktadır.
Amaç
Çalışma, ebeveyn davranışlarındaki farklılıkların tek yumurta ikizlerinin içe dönük ve dışa dönük problem davranışlarındaki farklılıkların sistematik bir çevresel kaynağı olup olmadığını, farklı yaş grupları ve bilgi kaynakları (ebeveyn ve çocuk bildirimleri) açısından test etmeyi amaçlamıştır.
Yöntem
Araştırma Modeli: Çalışmada, “tek yumurta ikizi farkları deseni” adı verilen bir yöntem kullanılmıştır. Bu araştırma modeli, genetik etkileri ve aile içindeki ortak paylaşılan çevresel etkileri (örneğin, evin genel sosyoekonomik düzeyi gibi tüm kardeşleri aynı derecede etkileyen faktörler) kontrol ederek, ebeveynlerin ikizlere farklı davranması gibi yalnızca o bireye özgü çevresel etkilerin davranış üzerindeki doğrudan rolünü belirlemeyi sağlar.
Örneklem: Araştırmanın örneklemini, Almanya’daki TwinLife çalışmasının ilk dalgasından alınan 1327 tek yumurta ikizi çifti ve ebeveynleri oluşturmuştur. Örneklem, Alman nüfusunu temsil etme özelliği taşımaktadır. Çalışmaya, içe dönük ve dışa dönük problem davranışlarına ilişkin verileri olan tek yumurta ikizi çiftleri dâhil edilmiştir. Üç farklı yaş grubundaki (ortalama 5, 11 ve 17 yaş) ikizlerden veri toplanmıştır. İkizlerin tek yumurta olup olmadığı anketler ve bazı durumlarda DNA analizi ile belirlenmiştir.
Veri Toplama Araçları
Problem Davranışlar: Çocuk ve ergenlerdeki psikososyal problemleri değerlendirmek için Strengths & Difficulties Questionnaire (SDQ) adlı anketin Almanca çevirisi kullanılmıştır. Bu anket hem çocukların kendi bildirimlerini hem de ebeveyn bildirimlerini alacak şeklinde uygulanmıştır.
Ebeveynlik Tutumları: Ebeveynlik tutumları, pozitif ebeveynlik (sıcaklık ve kabul, izleme) ve negatif ebeveynlik (psikolojik kontrol, olumsuz iletişim, tutarsız ebeveynlik) olarak iki ana boyutta değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmeler hem annenin, babanın kendi bildirimleri hem de çocukların ebeveynlerine yönelik bildirimleri aracılığıyla toplanan verilere dayanmaktadır.
Sosyoekonomik Durum (SES): Ailelerin sosyoekonomik durumunu belirlemek için Uluslararası Meslekî Statü Sosyoekonomik İndeksi (ISEI) kullanılmıştır. Bu indeks, ebeveynlerin meslek, gelir ve eğitim düzeylerine dayanarak hesaplanmıştır.
Veri Analizi
Veri analizinde, ikiz çiftleri içindeki farklılıklar hesaplanmıştır. İkizler arasındaki içe dönük/dışa dönük problem davranış farklılıkları ile ebeveyn tutumlarındaki farklılıklar arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Bu analizler, ebeveyn tutumlarındaki farklılıkların problem davranış farklılıklarını ne kadar yordadığını belirlemeyi amaçlamıştır. Çoklu regresyon analizleri kullanılarak farklı ebeveynlik boyutlarının problem davranışları yordama durumu aynı anda değerlendirilmiş ve sosyoekonomik durum gibi diğer değişkenlerin etkileşimi de incelenmiştir.
Temel Bulgular
Çocuğun Algısının Önceliği: Araştırmanın en dikkat çekici bulgularından biri, çocukların ebeveynlerinin kendilerine nasıl davrandığını algılamaları ile davranış problemleri arasındaki ilişkinin, ebeveynlerin kendi ebeveynlik tutumlarına ilişkin bildirimlerinden daha güçlü olduğudur. Yani, ebeveynlerin çocuk yetiştirme biçimleri hakkında kendilerinin ne düşündüğünden ziyade, çocukların ebeveynlerinin kendilerine karşı ne kadar sıcak, destekleyici veya eleştirel olduğunu nasıl hissettiği, problem davranışların ortaya çıkmasındaki bireysel farklılıkları anlamak için daha belirleyici görünmektedir. Bu durum, aynı aile içindeki çocukların bile ebeveynlik deneyimlerini farklı algılayabileceğini ve bu öznel algıların davranışlar üzerindeki doğrudan etkisinin altını çizmektedir.
Pozitif ve Negatif Ebeveynliğin Etkisi: Genel olarak, çocukların algıladığı ebeveyn tutumlarındaki farklılıkların, problem davranışlardaki bireysel farklılıklara anlamlı katkılar sağladığı görülmüştür. Tek yumurta ikizlerinden hangisi ebeveyni tarafından (özellikle çocuk tarafından bildirildiğinde) daha az pozitif ebeveynlik (daha az sıcaklık, ilgi vb.) veya daha fazla negatif ebeveynlik (daha fazla eleştiri, tutarsızlık vb.) algılıyorsa, o ikizin içe dönük ve dışa dönük problem davranışlarının daha fazla olma eğiliminde olduğu bulunmuştur. Bu bulgu, ebeveyn tutumlarının genetik etkilerden bağımsız olarak çocukların davranışsal uyumu üzerinde doğrudan bir çevresel etkiye sahip olduğunu göstermektedir.
Anne ve Babanın Farklılaşan Rolleri: Araştırma, anne ve babanın ebeveynlik stillerinin çocukların problem davranışları üzerindeki etkilerinde farklılıklar olabileceğini ortaya koymuştur.
İçe Dönük Problemler: Erken ergenlik döneminde (yaklaşık 11 yaş), çocuk tarafından algılanan annenin pozitif ebeveynliğinin (daha az pozitif algılandığında) içe dönük problem davranışları üzerinde daha belirleyici olduğu görülmüştür. İleri ergenlik döneminde (yaklaşık 17 yaş) ise hem anneden algılanan daha az pozitif ebeveynlik hem de babadan algılanan daha fazla negatif ebeveynlik içe dönük problem davranışları ile ilişkilendirilmiştir.
Dışa Dönük Problemler: Erken ergenlikte, çocuk tarafından algılanan babanın negatif ebeveynliği dışa dönük problem davranışlarındaki farklılıkları anlamlı şekilde yordayan tek ebeveynlik boyutu olmuştur. İleri ergenlikte ise hem anneden hem de babadan algılanan ebeveynlik tutumları dışa dönük problemlerle ilişkili bulunmuş, ancak babadan algılanan negatif ebeveynliğin etkisi daha belirgin görülmüştür. Bu bulgular, babanın, özellikle ergenlik döneminde, çocukların dışsallaştırılmış davranışlarının gelişimindeki çevresel etkisinin önemli olduğunu ve geleneksel aile yapılarında birincil bakıcı olmasa bile rolünün dikkate alınması gerektiğini vurgulamaktadır.
Sosyoekonomik Durumun Etkileşimi: İleri ergenlik döneminde, sosyoekonomik durumun (SES) çocuk tarafından algılanan olumsuz baba tutumları ile dışa dönük problem davranışları arasındaki ilişkiyi etkileyebileceğine dair bir bulguya rastlanmıştır. Daha yüksek SES’e sahip ailelerde, çocukların babalarından algıladığı negatif ebeveynlik farklılıklarının, dışa dönük problem davranışlarındaki farklılıkları daha fazla yordadığı görülmüştür. Bu bulgu, ebeveynlik etkilerinin sosyoekonomik bağlamdan bağımsız olmadığını ve daha detaylı incelenmesi gerektiğini göstermektedir.
Genetik Etkinin Kontrolünün Önemi: Araştırmanın yöntemi gereği, genetik faktörler ve paylaşılan çevresel etkiler kontrol edildiğinde, ebeveynlik ve problem davranış arasındaki fenotipik (doğrudan gözlemlenen) ilişkilerin birçoğunun zayıfladığı veya ortadan kalktığı görülmüştür. Bu durum, geleneksel araştırmalarda görülen ebeveynlik ve çocuk davranışları arasındaki ilişkilerin önemli bir kısmının aslında genetik benzerliklerden veya ailenin genel çevresinden kaynaklanabileceğini göstermektedir.
Sonuç
Bu araştırma, ebeveynlerin çocuklarına yönelik davranışlarındaki farklılıkların, genetik faktörler ve paylaşılan çevre etkileri dışarıda bırakıldığında bile, çocukların içe dönük ve dışa dönük problem davranışlarındaki bireysel farklılıkların önemli bir çevresel kaynağı olduğunu göstermiştir. Özellikle çocuğun ebeveynlik algısının, ebeveynlerin kendi bildirimlerinden daha belirleyici olduğu ve bu öznel deneyimlerin davranışlar üzerindeki doğrudan etkisinin bulunduğu görülmüştür. Bulgular, anne ve babanın rollerinin yaşa ve problem türüne göre değişebileceğini, ergenlikte babanın etkisinin önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Bu sonuçlar, problem davranışları önlemeye veya azaltmaya yönelik müdahalelerin hem anneyi hem de babayı kapsaması ve çocuğun ebeveynlik deneyimini merkeze alması gerektiği yönünde önemli çıkarımlar sunmaktadır.
Kaynak: Nikstat, A., Riemann, R. Differences in parenting behavior are systematic sources of the non-shared environment for internalizing and externalizing problem behavior. Behavior Genetic, 53, 25–39 (2023). https://doi.org/10.1007/s10519-022-10125-8