
Zaman Aşımı: Anneler Arasında İş Kurmada Aile Dostu Politikaların Rolü
Giriş
İş yaşamında süregelen cinsiyete dayalı eşitsizlikler, kadınların çalışma hayatında karşılaştığı zorlukların daha derinlemesine incelenmesini gerekli kılmaktadır. Özellikle annelik rolüne sahip kadınlar, hem iş hem de aile yaşamı arasında denge kurmakta çeşitli engellerle karşılaşmaktadır. Bu çalışma, girişimci anneler üzerinden ebeveyn izni politikalarının önemini ele almakta ve kadınların girişimcilik pratikleri ile çalışma yaşamındaki deneyimlerini analiz etmektedir. İsveç örneği üzerinden yürütülen çalışmada, aile dostu politikaların kadın girişimciliğine ve iş yaşamında toplumsal cinsiyet eşitliğine etkisi kapsamlı biçimde değerlendirilmiştir. İsveç refah sisteminin sağladığı; ebeveynlik izni, doğum sonrası izin, konut yardımı, istihdam koruması, çocuk bakımı yardımı vb. yasalar kadınların iş gücünü destekleyen bir sistem olarak değerlendirilmektedir. İsveç’teki sistem, küçük çocuğu olan annelere hem çalışıp hem de çocuk bakma konusunda destek sunduğu için bu kadınların girişimciliği bir zorunluluk olarak değil, daha çok bir tercih olarak görme olasılığını arttıracağı ifade edilmektedir. Bahsedilen sistemin, girişimcilikten çok istihdama yönlendirilmesi, girişimciliğin bir zorunluluk olmasını engellemektedir.
Amaç
İsveçli annelerin örneklemini oluşturduğu bu çalışmada, kadınların neden girişimci olmayı tercih ettikleri konusu ele alınmıştır. Bu çalışmanın temel amacı, aile dostu politikaların annelerin kariyer hayatlarını nasıl etkilediğini araştırmak olmuştur. Bu amaç doğrultusunda aşağıdaki araştırma soruları ele alınmıştır:
- Küçük çocukları olan kadınlar, İsveç gibi aile dostu politikalarla karakterize edilen kurumsal bir bağlamda neden iş kuruyorlar?
- Aile dostu politikalar kadınların kariyer kararlarını nasıl etkiliyor ve şekillendiriyor?
Yöntem
Metodoloji: Nitel araştırma yönteminin kullanıldığı bu çalışmada çoklu vaka çalışması tercih edilmiş; iş kurma sürecinin cinsiyet ile ilişkisi test edilmiştir. Boylamsal yöntem kullanılarak, katılımcılar üç yıl boyunca izlenmiş ve bu süre zarfında iş kurma süreci, cinsiyet ve toplumsal bağlam açısından derinlemesine incelenmiştir.
Veri Toplama: Bu çalışmada 18 İsveçli kadın girişimci ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Amaçlı ve kartopu örneklem yöntemi ile seçilen kişiler; çalıştıkları sektörler, işletme büyüklüğü ve çocuk sayıları bakımından farklılık göstermektedir. Görüşmelerde yaşam öyküsü yaklaşımı benimsenmiş; katılımcıların deneyimlerini sundukları bir ortam yaratılmıştır.
Veri Analizi: Veri analizi süreci, iki aşamada gerçekleştirilmiştir. İlk olarak, katılımcıların iş kurma süreci ve kararlarını nasıl anlamlandırdıklarını incelemek için anlatı analizi kullanılmıştır. Bu analizde, bireylerin yaşadıkları deneyimlerin bağlamını ve toplumsal yapıyı anlamak amacıyla, hikâyelerindeki temalar, olay örgüsü ve karakterler gibi kurucu unsurlar belirlenmiştir. İkinci aşamada ise, tematik analiz kullanılarak, katılımcıların deneyimlerinden ortaya çıkan ana temalar ve örüntüler incelenmiştir. Bu aşamada, sosyokültürel bağlam ve yapısal koşullar göz önünde bulundurularak, veriler üzerinde teoriler geliştirilmiş ve kodlar oluşturulmuştur. Temalar arasında benlik, annelik, ebeveyn izni, girişimcilik gibi unsurlar belirlenmiş ve bunlar arasında anlamlı ilişkiler ortaya konmuştur. Bu süreç, katılımcıların hikâyelerinin derinlemesine analiz edilmesini ve araştırma sorularına yanıtlar üretmek için yapılandırılmasını sağlamıştır.
Temel Bulgular
Bu çalışmanın sonucunda, katılımcıların girişimcilik hikâyelerinin farklılık gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Tüm bu farklı hikâyelerden 3 ana hikâye belirlenmiş, 3 farklı kod oluşturulmuştur: açık bir seçim olarak girişimcilik, mesleğini icra etmenin bir yolu olarak girişimcilik, girişimciliğin seçime dönüşmesi.
- Ebeveyn izni kadınların girişimcilik kararlarını şekillendiren bir fırsattır.
Anne olmanın girişimcilik kararları üzerinde belirleyici bir etkisi olmadığı, bunun yerine çocuklarıyla evde kalma ve hayatlarına dair düşünme fırsatının kadınları girişimci olmaya yönlendirdiği görülmüştür. İsveç’in refah sistemi, kadınlara iş kurma sürecinde güvence sağlayarak, risk almalarını ve başarısız olmaları durumunda işlerine geri dönmelerini mümkün kılmaktadır. Katılımcılar, ebeveyn izninin onlara fırsat yaratma, iş kurma hayallerini düşünme ve hayata geçirme konusunda zaman kazandırdığını belirtmişlerdir. Bu çalışma, kadınların girişimciliği, annelik rolüne uyum sağlamaktan ziyade, kendi tercihlerini ve toplumsal yapıyı yeniden değerlendirme sürecinin bir sonucu olarak benimsediklerini ortaya koymaktadır. Ebeveyn izni, günlük rutinde bir kesinti yaratarak kadınlara düşünme, plan yapma ve öz-yansıtma için zaman ve alan sunmuş; bu süreç de girişim kararlarına zemin hazırlamıştır. Katılımcılar girişimciliği ailevi ihtiyaçlardan ziyade, kişisel gelişim ve gelecek planlamasıyla ilişkilendirmiştir. Çoğu kadın, işletmesini ev dışı alanlarda kurmuş ve çocuk odaklı olmayan işlere yönelmiştir. Elde ettikleri kaynakları etkili kullanarak, büyüme potansiyeli olan ve çoğunlukla çalışan istihdam eden girişimler kurmuşlardır. Bu bağlamda, zaman hem girişimi başlatmak hem de geliştirmek için stratejik bir kaynak olarak değerlendirilmiştir.
-
Cinsiyet eşitliğinin bir yansıması olarak eş katılımı gerekli görülmektedir.
İsveç’teki kadınların girişimcilik deneyimlerinde, eşlerinin çocuk bakımı ve ev işlerine katılımı önemli bir rol oynamaktadır. Girişimcilik kararından sonra başka çocuk sahibi olmayan kadınlar ebeveyn izninin değerine daha fazla odaklanırken, eşlerinin ebeveyn izni kullanıp kullanmamalarına pek dikkat etmemişlerdir. Ancak, girişimcilik deneyimlerini sürdüren ve ikinci çocuğu olan kadınlar, eşlerinin desteğini vurgulamış ve iş ile ebeveynliği bir arada yürütmede kritik bir rol oynadıklarını belirtmişlerdir. Cinsiyet eşitliği değerlerinin, iş kurma ve sürdürme kararlarına olumlu etkisi olmuştur. İsveç’in girişimcilik bağlamı, düzenleyici yasal çerçeve, güçlü bir kreş sistemi ve toplumsal normlar tarafından şekillendirilmiştir. Bu bağlamda, kadınlar ve erkekler iş yoluyla kendilerini gerçekleştirmeyi ve eşit ebeveynlik rollerini benimsemeyi teşvik etmektedir.
- Kurumsal ortam iş ve aile yaşamı dengesini etkileyebilmektedir.
Araştırmanın bulgularına göre, cinsiyete dayalı kurumsal kısıtlamalar kadın girişimciliğini engelleyici bir rol oynarken, destekleyici kurumsal düzenlemeler, özellikle zaman ve esneklik sunan ebeveyn izni gibi politikalar, kadınların girişimcilik kararlarını kolaylaştırıcı bir etki yaratmaktadır. Kadınlar, zaman ve alan sağlandığında yaşam hedeflerini değerlendirme, fırsatları belirleme ve anlamlı kariyer yolları oluşturma konusunda daha özgür hareket edebilmiştir. Ancak bu sürecin etkili olabilmesi için sadece politikaların değil, aynı zamanda cinsiyet eşitliğini destekleyen sosyal değerlerin de varlığı gereklidir. Bulgular, kurumsal ortamların bireysel davranışları doğrudan şekillendirdiğini ve kadınların kariyer seçimlerinin bu yapılarla yakından ilişkili olduğunu göstermiştir.
- Devlet politikaları ve aile içi destek sistemleri birlikte çalışmaktadır.
Bu çalışma, bir işletmenin en uygun şekilde, kadının son çocuğunun doğumundan sonra kurulabileceğini ortaya koymuştur. Buna göre aile dostu politikalar, kadınlara iş kurma sürecinde zaman kazandırsa da, bazı olumsuz etkiler yaratabilmektedir. Örneğin, kadınlar iş kurmak için doğru zamanı beklerken istihdamda kalabilir veya işletme kurulduktan sonra ebeveyn izni, gelişme ve büyüme sürecini yavaşlatabilir. Ancak bu noktada, ev içinde çocuk bakımı ve ev işlerinin paylaşımına dair cinsiyet eşitliği değerleri belirleyici olur. Kadınların girişimlerini sürdürebilmesi için partnerlerinin desteğinin önemli bir rol oynadığı görülmüştür.
Sonuç
Bu çalışmada, zaman kavramı kadınların sıklıkla erişemediği kıt ve değerli bir kaynak olarak kavramsallaştırılmıştır. Çalışma, ebeveyn izni süresince kadınların üç temel zaman avantajı kazandığını ortaya koymuştur: düşünmek ve yeniden düşünmek için zaman, çevreyi gözlemleyip fırsatları belirlemek için zaman ve bir girişimi planlayıp hayata geçirmek için zaman. Bu yönleriyle ebeveyn izni, kadınlara girişimcilik sürecini başlatmak için hem düşünsel hem de pratik bir alan sunmaktadır. Kadınların işletme sahibi olma oranını artırmak tek başına eşitliği garanti etmez; asıl önemli olan, kadınların bu alanı bir zorunluluk değil, bilinçli bir kariyer tercihi olarak görmelerini sağlayacak yapısal koşulları oluşturmaktır. İyi işleyen bir refah sistemi kadınlara hem girişimcilik için zaman ve alan tanımakta hem de bakım yükümlülüklerini paylaşarak sürdürülebilir girişimcilik yolunu açmaktadır. Çalışmada, bu sistemin, kadınları ailelerini tamamlamadan önce iş kurmaktan vazgeçmesine sebep olmaması ve çocuk sayısı artsa bile girişimlerine devam etmelerini destekleyecek şekilde esnetilmesi gerektiği savunulmuştur.
Kaynak
Markowska, M., Ahl, H., & Naldi, L. (2022). Timeout: The Role of Family-Friendly Policies in Business Start-Up Among Mothers. Entrepreneurship Theory and Practice, 47(4), 1169-1199. https://doi.org/10.1177/10422587221126493 (Original work published 2023)